ROMA İMPARATORLUĞUNUN YÖNETİM ŞEKİLLERİ
ÖZET
Bu makalede dönemin en güçlü
devletlerinden biri olan ve geniş coğrafyalara yayılmış ve medeniyetlerin
beşiği olan Roma İmparatorluğunun tarihi incelenecektir. Aynı zamanda ilk dönem
imparatorluklarından olan Roma İmparatorluğunun yönetim yapısının nasıl
olduğunu ve yönetim şekillerini dönemlere ayrılarak bakılacaktır. Bu kapsamda
ilk dönemlerden itibaren kısmen de olsa demokratik bir yönetim anlayışının
olduğunu görülmektedir.
Bu kapsamda Krallık dönemi,
Cumhuriyet dönemi ve İmparatorluk dönemi yönetim anlayışları olarak ayrıntılı
incelenecektir.
Anahtar
Kelimeler: Cumhuriyet, İmparatorluk, senato, diktator,
Caesar
ABSTRACT
In this article, one of the era's
most powerful states and spread over a wide geography and the history of the
Roman Empire, the cradle of civilizations will be examined. At
the same time, the management structure of the Roman empire from the first
period empires and the way of administration will be looked at by separating
the periods. In this context, we see that there is a democratic
management mentality, at least in the first period.
In this context, the kingdom period,
the Republican period and the Empire period will be examined in detail as
management understandings.
Key
words: Republic, Empire, senate, dictator, Caesar
GİRİŞ
Roma’nın tarihi M.Ö. 8. yüzyıldan
başlayıp M.S. 5. yüzyıla kadar devam eden ve ikiye ayrıldıktan sonra da
varlığını Doğu Roma (Bizans) olarak devam ettiren yaklaşık 2000 yılı aşkın bir
süredir varlığını sürdüren bir imparatorluktur.[1] Roma kurulduğu İtalya
Yarımadasında küçük bir yerleşim yeri iken sayısız savaşlar neticesinde büyük
bir imparatorluk haline gelmiştir. Geniş bir coğrafyada hüküm sürmesi birçok
medeniyetin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.[2]
Roma İmparatorluğu Avrupa, Asya ve
Afrika kıtalarında hüküm sürmüştür. Uygarlığını bu kıtalarda yaymıştır. Yunan şehir
devletlerini hiçbir zaman siyasi anlamda birleşme sağlayamazken, Romalılar bunu
fazla güçlük çekmeden başarabilmiştir.[3]
Roma’nın kuruluşundan çöküşüne kadar
olan süreyi devlet yönetimi açısından incelediğimizde 3 döneme ayırmamız gerekir.
Bunlar; Krallık dönemi, Cumhuriyet dönemi ve İmparatorluk dönemidir. Devlet ilk
kurulurken krallık şekliyle kurulduktan sonra cumhuriyeti benimsemiş ve daha
sonra toprakların genişlemesiyle büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Devletin
bu kadar çok geniş coğrafyalara ulaşmasındaki faktörün fetihler olduğunu
düşünsekte, güçlü bir devlet yönetimi sayesinde devletin bekasının ve geniş
coğrafyalarda hüküm sürmesinin daha önemli bir faktör olduğunu görmekteyiz.
KRALLIK
DÖNEMİ
Roma
Devleti’nin ilk yıllarındaki yönetim şekli krallık olmuştur. Etrüsk
sülalesinden olan Tarquinius Priscus Roma devletinin ilk kralı olmuştur.
Etrüskler bir yüzyıldan fazla süredir Roma’ da egemen olmuşlardır. Devlet senatonun teklifi ile Curia meclisi tarafından seçilen Rex olarak adlandırılan kral tarafından
yönetilirdi. Kral askeri dini ve hukuki gücü elinde bulundururdu.[4] Bu dönemde 300 kişiden
oluşan senato pater familias’lar
arasından kral tarafından seçilmekteydi.
Bu dönemde senatonun yanında Curia’ların oluşturduğu Curia meclisi bulunmaktadır. Curia meclisinin görevleri arasında
öncelikle kralın seçimi, kanunların yapılması ve savaş kararı almak yer
almaktadır.[5]
Roma devleti bu dönemde krallıkla yönetildiğinden bahsedilse de seçimle
kralların yönetmesi bakımından Cumhuriyet dönemine geçişi hızlandırmıştır.
O dönemde Kralların sonsuz yetkilere
sahip olmadığını, senato ve curia meclisinin etkin görev yaptığını görmekteyiz.
Roma devletinin yönetim şekli krallık olsa da tam anlamıyla mutlak monarşi olmadığı
hemen göze çarpmaktadır.
CUMHURİYET
DÖNEMİ
Roma
devletinde kral Tarquinius Superbus’un Roma’dan kovulmasından sonra Cumhuriyet
idaresi kurulmuştur. Yani güç tek bir kişiden alınıp iki kişiye geçmiştir.[6] İlerleyen dönemlerde Roma
devletinde magistrat kavramı yerini Consul’a bırakmıştır.
Roma
devletinin cumhuriyet yapısına baktığımızda magistra’lıklara seçilebilmek için
uyulması gereken sıra anlamına gelen cursus
honorum’dan söz etmek gerekir.[7] Bunlar Quaestor, Aedilis, Praetor, Consul, Censor,
Dictator, Tribunus Militum, Tribunus
Plebis, Princeps Senatus. Bunlar Roma Cumhuriyeti döneminde kamu
adına görev yapmış makamlardır.
Cumhuriyet
idaresinin başında bulunan iki Consul de eşit emretme ve hükmetme yetkisine
sahiptir. İkisinin güçleri sınırsız değildir ve birbirlerini veto etme hakkı
bulunmaktadır. Consul’ler karar vermeden önce senatoya danışırlar, oradan çıkan
sonuçlara göre hareket ederlerdi. Consul’ler 1 yıllığına Roma Halk Meclisi
tarafından seçimle işbaşına getirilir ve aynı zamanda Consul’ler çalıştığı süre
zarfında dokunulmazdılar.[8]
Cumhuriyet
döneminde Comitia Curiata ve Comitia Centuriata adında iki adet
meclis bulunmaktaydı. Comitia Curiata
sadece patricii denen tam hukuklu
yurttaşlar girerken, Comitia Centuriata
plebler’de girebiliyordu. Bu meclislerden çıkan tüm kararların senatoda
onaylanması gerekmekteydi.[9]
Consul’lerin
kanun teklifleri önce senatoda tartışılır ve müteakiben halk meclisine
götürülürdü. Halk meclislerince kabul edilen öneriler tekrar senato tarafından
onaylanması ve halka duyurulması gerekmekteydi.[10]
Roma
döneminin her safhasında bulunan senato tarih süresi boyunca en etkili ve
daimimi bir kurum olmuştur. Senatonun Roma’nın ilk dönemlerinde siyasi açıdan
güçsüz bir konumdayken Cumhuriyet döneminin ilerleyen yıllarında daha etkin
hale gelmiştir.[11]
Diktatörlük
Roma devletinde bir memuriyet makamını ifade etmektedir. Bazen savaş ve iç
savaş gibi olağanüstü durumlarda Consul’ler Senato’nun kararıyla yetkilerini
dictator’a devrederlerdi. Bu diktatörlerin çalışma süreleri altı aydı[12] Sulla ve Ceasar Roma
Cumhuriyet döneminde diktator’luk yapmışlardır.
Cumhuriyet
döneminin sonlarına doğru halk meclislerini önemlerini yitirmiş, yetkilerinin büyük
bir kısmını senatoya kaptırmışlardır. İmparatorluk döneminde ise tamamen
işlevsiz hale gelmişlerdir.[13]
Roma
devletinin o yıllarda ki devlet yönetimi açısından incelendiğinde, dönemin
şartlarına göre kısmen demokratik bir düzen örneğini görmekteyiz. ve hatta günümüzdeki
demokratik ülkelerdeki yönetimin kısmen benzediği görülmektedir. Fakat meclis
üyelerinin seçimlerinin patriciiler ve plebler arasından seçilmesi, kölelerin
ve kadınların seçme hakkının bulunmaması ve halkın sınıflara ayrılması
bakımından tam anlamıyla demokratik bir düzen olduğundan bahsedemeyiz.
İMPARATORLUK
DÖNEMİ
Cumhuriyetin
son dönemlerinde, Caesar senatoya kaşı güçlü olabilmek için Pompeius ve Crassus
ile birlikte hareket ettiği görülmektedir. Bu döneme Birinci Triumvir’lik
dönemi denilmektedir. 7 yıl sonra Crassus’un ölümü neticesinde Triumvir’lik
dönemi son bulmuştur.[14]
Caesar’ın
askeri yeteneği sayesinde Zile savaşında Caesar’ın çok hızlı hareket ederek
Pharnakes’i yenilgiye uğratmasını “veni, vidi, vici” (geldim gördüm yendim)
sözleriyle ifade etmiştir.[15] M.Ö. 46 yılında on yıl
içinde diktator olarak seçilen Caesar iki yıl sonra ömür boyu dictator
seçilmiştir. M.Ö. 44 yılında aralarında Brutus ve Cassius’un da aralarında bulunduğu bir grup tarafından
öldürülmüştür.[16]
İmparatorluk
Caesar’ın yeğeni olan Augustun (Gaius Octavius) dönemi ile başlamıştır. Cumhuriyet döneminde önemini koruyan
birçok kurum bu dönemde işlevini kaybetmiş hatta kaldırılmıştır. Augustus
eyaletlere destek vermek maksadıyla şövalye sınıfından seçilen procurator’lar görevlendirmiştir.[17]
İmparatorluk
döneminde Roma sınırlarını genişletmiş ve geniş bir coğrafyada hüküm sürmüştür.
Roma İmparatorluğunun yaptığı eserler günümüze kadar gelmiştir. Roma
şehirlerini, ordunun hızlı hareket edebilmesi ve kentin kolay denetlenmesi için
önceden planlayıp inşa etmiştir. Bu dönemde birçok alt yapı ve suyolları
sayesinde konutlara kadar su verebilecek sistem geliştirmişlerdir. Roma aynı
zamanda kültüre önem vermiştir. Kurduğu tiyatro ve kütüphane buna örnek
gösterilebilir.
Roma İmparatorluğu M.S. 317 yılında Milano Fermanı ile kabul edilen
Hristiyanlık olmuştur. Geniş bir coğrafyaya sahip Roma’nın Hristiyanlığı kabul
etmesi; Hristiyanlığın hızla yayılmasını sağlamıştır.[18] Kavimler göçü neticesinde
Roma İmparatorluğu iki ye ayrılmış ve barbar istilalarıyla batı roma
imparatorluğu yıkılmıştır.
İmparatorluk
dönemi M.Ö. 27 yılında başlayıp 1453 İstanbul’un Fethi ile sona ermiştir. Bu
süre zarfında birçok İmparator Roma devletinin en geniş topraklarına
ulaştırmıştır. Roma o dönemde kültür ve medeniyet konusunda ileri seviyelere
ulaşmıştır.
SONUÇ
Roma’nın
idari yapısı, dönemin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir sisteme sahiptir.
Cumhuriyet döneminde yönetim yapısı monarşiden demokrasiye dönüşmüştür.
İmparatorluk dönemi ile Roma idari yapısı değişmiştir. Bu dönemle birlikte
Cumhuriyet döneminde birçok kurum işlevini yitirmiştir.
Roma Devleti sayesinde Avrupa’da
Hristiyan dininin yayılmasını sağlamış, medeniyetlerin gelişmesine ve yönetim
şekillerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Verdiği eserler günümüze kadar
devamlılığını sürdürmüş ve Avrupa’nın gelişimine ışık tutmuştur. Roma’nın
yönetim şekilleri Avrupa’nın siyasi yapısını oluşturmuştur.
Kaynakça
AKMAN, Ş.
T. (2012). Roma Antikitesinde Sosyal - Politik - Ekonomik Değişimlerin
Hukuksal Yapı ve Kamu Düzeni Üzerindeki Etkileri. Ankara: Hacettepe Hukuk
Fak. Derg.
İNAN, F. (2015). Roma Kartalların İmparatorluğu
Kitap Değerlendirme. Trabzon: Karen .
KÜÇÜK, E. (2015). Roma Halkının İki Özgürlük
Kalesi: “Provocatio ad populum” ve “Tribunus plebis”. Ankara: Hacettepe .
KÜÇÜKSİPAHİOĞLU, B. (2010). Roma Tarihi 2.
İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
MCNEIL, W. H., & Çev. ŞENEL, A. (2002). Dünya
Tarihi. Ankara: İmge Kitabevi.
ÖZBAY, E. (2010). Karşılaştırılmalı Dinler Tarihi.
Ankara: MEB.
TEKİN, O. (2011). Hellen ve Roma Tarihi.
Eskişehir: Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi.
TÜRKOĞLU, G. (2011). Roma Cumhuriyet ve İlk
İmparatorluk Dönemlerinin İdari Yapısı. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi.
ÜNLÜ, B. (tarih yok). İmparatorluk Fikrinin
Gelişimi. Ankara: Ankara Üniversitesi SBF Dergisi.
YILMAZ, O. (2015). Caesar ve II. Pharnakes’nin
Zile Savaşı (M.Ö. 47) Yeri Üzerine Bir İnceleme. Ardahan: 21. Yüzyılda
Eğitim ve Toplum.
[7] TÜRKOĞLU
Gökçe H. “Roma Cumhuriyet ve İlk İmparatorluk Dönemlerinin İdari Yapısı” Dokuz
Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 11, Sayı 2, 2009, s. 251
[10]
TÜRKOĞLU Gökçe H. “Roma Cumhuriyet ve İlk İmparatorluk Dönemlerinin İdari
Yapısı” Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 11, Sayı 2,
2009, s. 276
[11]
TÜRKOĞLU
Gökçe H. “Roma Cumhuriyet ve İlk İmparatorluk Dönemlerinin İdari Yapısı” Dokuz
Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 11, Sayı 2, 2009, s. 275
[13]
TÜRKOĞLU
Gökçe H. “Roma Cumhuriyet ve İlk İmparatorluk Dönemlerinin İdari Yapısı” Dokuz
Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 11, Sayı 2, 2009, s. 279
[15]
Yılmaz Orhan “Caesar ve II.
Pharnakes’nin Zile Savaşı (M.Ö. 47) Yeri Üzerine Bir İnceleme” 21.
Yüzyılda Eğitim ve Toplum Cilt 4 Sayı 11 Yaz 2015 S.61
[17]
TÜRKOĞLU
Gökçe H. “Roma Cumhuriyet ve İlk İmparatorluk Dönemlerinin İdari Yapısı” Dokuz
Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 11, Sayı 2, 2009, s. 279
[18]
Özbay Ekrem ”Karşılaştırmalı Dinler Tarihi” Ankara MEB 2009 s.52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder